Türkiye İsrafı Önleme Vakfı tarafından Korona virüs küresel salgın sonrasında yeni bir paradigma olarak öne sürülen Hepitalizm akımı hızla yayılıyor
Haberde Ne Var?
Mutlu insan, mutlu toplum için Hepitalizm
Mutlu bir toplum öngören “Hepitalizm” kitabının yazarı Prof.Dr. Aziz Akgül’e göre bu akımın temel amacı bütün insanların mutluluğunu sağlayacak şekilde, yeni bir paradigma olarak Hepitalizmi ülke liderlerine, siyasilere, karar vericilere, stratejistlere ve okuyuculara sunarak, değişik bakış açılarından dünyamızı yeniden değerlendirmelerine katkı sağlamaktır.
Hepitalizm küreselleşmenin yol açtığı sorunlara karşı bir çare olacak
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve 22. Dönem Milletvekili Prof. Dr. Aziz Akgül tarafından kaleme alınan “Hepitalizm” kitabında, kapitalizmin ve küreselleşmenin yol açtığı sorunlar paylaşılarak, Hepitalizme yönelik bir yön değişikliğine ilişkin hayati ihtiyacın daha iyi anlaşılmasına yardımcı olması amaçlandı.
Hepitalizm hoşgörü̈ ve merhamet yaklaşımıdır
Kendisini “Hepitalist” olarak tanımlayan Akgül’e göre gösterişin ve kibrin kol gezdiği bir çağda, hayatın sadeliğine ihtiyaç bulunuyor. Özellikle de koronavirüs salgını sonrasında ‘kutunun dışında düşünerek’, fazlalıklarımızdan arınıp sadeleşerek, farklılığın birlikteliğini sağlayabiliriz şeklinde konuşan Akgül “Hoşgörü̈ ve merhamet yaklaşımı olan Hepitalizmin tüm dünyada uygulanabilmesini sağlamalıyız” şeklinde konuştu.
Öfkeli doğadan ve öfkeli kitlelerden saklanacak yerimiz kalmaz
Kitaba önsöz yazan mikro kredinin dünyadaki öncüsü ve Nobel Barış Ödülü sahibi Prof. Muhammed Yunusa göre korona virüsten evlerimizde saklanabiliriz. Ancak kötüleşen küresel sorunlara çözüm üretemezsek, öfkeli doğadan ve öfkeli kitlelerden saklanacak hiçbir yerimiz kalmayacak
Hepitalizm ismi tescil edildi
Yeni bir akım olarak Türkiye merkezli olarak başlayan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan Hepitalizm ile ilgili olarak Türk Patent Enstitüsü ve Markalar Daire Başkanlığınca Akgül’ün başlattığı akım “Hepitalizm” şeklinde tescil edilerek bir ilke imza atıldı.
Bilinen ilk tescilli Hepitalist
Patent Enstitüsü tarafından Prof.Dr Aziz Akgül adına yapılan bu tescilin ardından Akgül’ün kendisi de bilinen ilk tescilli hepitalist olarak kayıtlara geçmiş oldu.
Dünyada ortalama 900 ay yaşayan insanın mutluluğu
Mutsuzluk, dünyanın her tarafında önemli bir sorun. Bu bakımdan, dünyadaki yönetim sorunlarına gözlüksüz bakabilmek gerekir. Dünya çok kötü idare ediliyor. Dünyada ortalama yaşam süresi 900 aya yükselirken; mutluluğun, adaletin, hakkaniyetin, empatinin, merhametin ve hoşgörünün kurumsallaştırılamadığı görülmektedir. Antidepresan kullanım oranı, 2010-2018 yılları arasında, her 1.000 kişide yaklaşık %40 artış gösterdiği gerçektir.
Gayri safi milli mutluluk
50’den fazla yıl önce, Robert F. Kennedy bir ülke için ilerleme ve büyümenin bir ölçüsü olarak Gayri Safi Milli Hasıla’ya meydan okuyan şu ifadeleri kullandı: “Gayri Safi Milli Hâsıla, çocuklarımızın sağlığını, eğitimlerinin kalitesini veya oyunlarının sevincini hesaba katmıyor. Şiirimizin güzelliğini veya evliliklerimizin gücünü, kamuoyu tartışmalarımızın zekâsını veya kamu görevlilerimizin bütünlüğünü ihtiva etmiyor. Ne zekâmızı, ne cesaretimizi, ne bilgeliğimizi, ne öğrenmemizi, ne merhametimizi, ne de ülkemize olan bağlılığımızı ölçüyor. Kısacası, hayatı değerli kılan unsurlar dışındaki her şeyi ölçüyor.” Akgül’e göre ise Gayri Safi Milli hasıla Gayri Safi Milli Mutluluk olmalıdır
Sınırsız tüketim ve sosyoekonomik eşitsizlik mutluluğu azaltıyor
Sınırsız tüketim ve sosyoekonomik eşitsizlik, doğal kaynakların hızlı tükenmesine ve bozulmasına sebep olmaktadır. İklim değişikliği, türlerin yok olması, çoklu krizler, artan güvensizlik, istikrarsızlık ve çatışmalar sadece insanların mutluluğunu azaltmamakta, aynı zamanda hayatta kalmamızı da tehdit ediyor. Yüksek işsizlik oranları, faiz ve enflasyon oranları gibi makroekonomik göstergeler, toplumda güvensizlik ve kaygıya yol açmakta, zihinsel ve fiziksel üretkenliği ve ekonomik refahı tehdit etmekte ve bunun sonucunda da psikolojik iyi oluş ve mutluluğu azaltmaktadır.
Hepitalizm nedir ne değildir?
Hepitalizm kitabının yazarı Akgül bu kavramla ilgili olarak şunları söyledi. “Hepitalizm yaklaşımı; bir ülkede toplumsal mutluluğun sağlanması için, toplumun farklılıklarını da dikkate alarak, sadece ne kadar zengin olduğunun değil, ne kadar mutlu olduğunun da değerlendirilmesi üzerine kurulu olup, hayat kalitesini, sadece ekonomik veriler üzerinden değil, mutluluk açısından da değerlendirir. Gelecek nesillere bir yük olarak kapitalizmi ayakta tutmak yerine, Hepitalizmi miras bırakarak, şiddetten ve çatışmalardan uzak, daha mutlu ve daha nazik bir ortamda insanların yaşamalarını sağlayacak yolları araştırmamız gerekir.
Sürekli israf eden bir dünyada mutluluk mümkün değil
Dünyada su kıtlığı çeken nüfusun 2025 yılında 3 milyar kişiye çıkacağı beklenirken, dünya mutlu olabilir mi? Dünyada her yıl yaklaşık 4 milyar ton gıda üretiliyor. Dünyada yaklaşık 1 trilyon dolar değerinde yılda 1,3 milyar ton gıda israf edilirken, 840 milyon aç insan yaşamaya çalışıyor. Bu bakımdan, 21. yüzyıl eski kavramlarla anlaşılamaz. Gerçek bir öğrenme, ezberleri bozmakla, küreselleşme ve kapitalizmin yanlış ve lüzumsuz bilgiyi zihnimizden boşaltmakla başlar. Bu bakımdan hepitalizm koronavirüs küresel salgını sonrasında yeni bir paradigma olacaktır.” Şeklinde konuştu.
Hepitalizm, gelirden çok mutlulukla ilgilenen sadelik yanlısı paradigmadır
Bir Kızılderili atasözü şöyle der: “Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak…” Hepitalizm de insanları maddiyatın ötesinde nelerin mutlu ettiğini anlamalarına yardımcı olacak şekilde yararlı ve tamamlayıcı bir paradigma olarak geliştirilmiştir. Günümüzde etkisini gösteren materyalist düşünce tarzının sonucu olan israfı, haddi aşmayı, açlığı, yoksulluğu, eşitsizliği, savaşı, çatışmaları, ayrımcılığı, küresel salgınları, iklim değişikliğini ve toplumsal cinsiyet önyargılarını aşmanın ve bu büyük zorlukları çözmenin yanında ülkelerde mutluluğun, öznel iyi oluşun, esenliğin, farklılıkların birlikteliğinin, refahın ve özgürlüğün önceliğini insani gelişme ve tüm hayatın odağına yerleştiren, yaşam doyumunu, yerelleşmeyi ve sadeciliği esas alan, gelirden çok mutlulukla ilgili anlayışın en üst seviyeye çıkarılmasına katkı sağlayan yeni bir ekonomik sistem, sosyopolitik felsefe ve küresel kalkınma paradigmasıdır.
Hepitalist kime denir?
Hepitalizm paradigması çerçevesinde mutluluğu, özgürlüğü, esenliği, öznel iyi oluşu, dinginliği, sakinliği, farklılığın birlikteliğini, sevgiyi, dostluğu, kanaatkarlığı, çevreciliği, insanlık ve manevi değerlerini, adaleti, eşitliği, hakkaniyeti, aileyi, merhameti, iyiliği, hoşgörüyü ve beden olumlamayı sadecilikle birlikte gerçekleştirmeye çalışan kişiye de “hepitalist” denir. Hepitalizm felsefesinin uygulanmasında en başta gelen öncelik, her zaman insanların mutluluğu ve refahını sağlamaktır.